İ. Azmi BEĞEN´in Hayatı

İ. Azmi BEĞEN´in Hayatı




İBRAHİM AZMİ BEĞEN'İN HAYATI

 

26.03.2013 5765

0

 


Bir sayfaya sağdırılmış hayat biyografisi istendiğinde ne yapılır?79 yıllık bir hayatın safhalarını bir sayfaya sığdırmanın kolay olmadığını herkes takdir edecektir. Bu yüzden hayatımın bazı kısımlarını ele almak gerekirse 1933-1950 yıllarında Konya'da geçirdiğim çocukluk yıllarımı hasretle anıyorum.

 

Gazi Mustafa Kemal İlkokulu'nun duvarlarına konulmuş tablolarımı, sanat enstitüsünün duvarlarındaki teknik resimlerimi hatırlarım. İzci elbiselerimi giyip bayramlarda grup halinde şehir içinde ve daha sonra da mahallemizde göğüslerimiz kabartarak dolaştığımız, Meram 'daki bağ evinden şehirdeki okuluma her gün bisikletler gidip geldiğimiz de hatırlıyorum.

 

Hayat gailesi içinde babama yardımcı olmak üzere, sabahın erken saatlerinde kalkıp Kapı Cami civarında olan küçük kahveci dükkanında ocağı yakıp çay demlemek ve babam gelinceye kadar etrafı temizlemek, daha sonra da okul zamanına kadar bütün esnafa çay servisi yapmak benim günlük görevlerim arasında idi. Hafta sonlarında dükkanlara yapılan çay-kahve hizmetlerinin kapı arkasına tebeşirlerle yapılan tespitlerini sayıp onlardan bu hizmetin karşılığını alıp babama teslim etmek de bana en zor gelen işlerden biri idi.

 

Fakat seneler öyle hızlı geçti ki 1950 yılında sanat enstitüsünü bitirip diplomayı aldığım gün aslında hayatın daha nelere gebe olduğunu bile bilmiyordum. En büyük idealim mühendis olmaktı. Bu yüzden Ankara'da Teknik Öğretmen Okulu ve İstanbul'da Yıldız Teknik Okulu giriş imtihanlarına katılmak üzere, ilk defa ailemden ve Konya'dan ayrıldım.

 

 

 

 

 

 

 

0

 

1954 yılına kadar devam eden yüksek öğretim yıllarının ilkini Yenişehir'de bulunan Konyalılar Talebe Yurdu'nda geçirdim. Geriye kalan 3 sene ise Beşerler'de ki Teknik Öğretmen Okulu'nda yatılı öğrenci olarak bulundum ve buradaki yaşantımı ise kitaplara sığdıramam.

 

İngilizce öğrenmek için o yıllarda yabancı biriyle İngilizce mektuplaşıyorduk. Bu yazışmalar bana İngilizce'nin yanı sıra Türkçe'yi de iyi öğrenmeme yardım etti. Zira İngilizce yazmak için Türkçe'yi de doğru bilmek gerektiğini görmüştüm. O zamanlar yabancı lisan için bugünkü imkanlar olmadığından, öğrenmek istediğim bir İngilizce kelimeyi bir küçük kağıda, kağıdın arka kısmına da Türkçe karşılığını yazar bunları bir cebime doldurur, yolda giderken ve ya boş zamanlarımda cebimden bir tanesini çıkartır,  Türkçe tarafı gelmişse o kelimenin İngilizcesini bulmaya çalışırdım, İngilizce tarafı gelmişse Türkçe karşılığını düşünürdüm. Bir cebimdeki bütün kağıtcıklar öteki cebime dolduğunda yazdığım bütün kelimeleri öğrenmiş olurdum. Takriben 800 kelimelik yabancı kelime hazinem olunca artık daha rahat konuşmaya ve yazmaya başlamıştım.

 

1954' de diplomayı alınca Amasya Erkek Sanat Enstitü'süne tayinim çıktı ve elmalar diyarına sevinerek gittim. Sanat Enstitüsü'nde teknik resim ve mekanik derslerini bana verdiler. Yılsonuna doğru bütün öğrencilerimin elle yaptıkları teknik resimleri görmekten büyük huzur duymuştum. O dönemde bir arkadaşımla beraber keman derslerine de başladım. Bu hevesimiz birkaç ay devam etti zira keman çalmak oldukça zor gelmişti.

 

 

0

 

 

Askerliğimi Ankara' da yaptım. O dönemde çağımız Türkiye'sinde tek yabancı dilin yetmeyeceğini anlayınca Almanca öğrenmeye başladım. 18 aylık askerlik görevim tatlı hatıralarla dolu olarak bittiğinde, yeniden MEB tarafından Van Sanat Enstitüsü'ne öğretmenlik olarak tayin edildim.

 

Bir gün Alman arkadaşımdan bir öneri aldım, önerisinde beni Düsseldorf'a davet ediyor, Alman Mühendislik okuluna gitmeme yardımcı olabileceğini bildiriyordu. Bu davet bana büyük bir moral verdi. MEB'e Almanya'ya gidebilmem için izin talebinde bulundum ve oldukça zor şartlarla Almanya'ya gittim. Alman arkadaşım söz verdiği gibi, beni Haniel Lueg firmasında mühendislik bürosunda işe soktu. Bu kurumda canla başla çalışmaya başladım.

 

İlk ticari girişimin yine Alman arkadaşımın teşvikiyle oldu. Bu bir pul ticaretiydi. Bu yüzden bu ticari işlemin önemi benim için çok büyüktür.

 

Daha sonra Almanya'nın en büyük firmalarından biri olan BBC-Saarbrücken'de, daha sonra ise Manheim tesislerinde çalıştım. Böylece oradaki iş hayatı hakkında da biraz tecrübe sahibi oldum.

 

1960 yılında Türkiye'de ihtilal olduğunda benim 1 yıllık Almanya'da çalışma planım da sona ermek üzereydi, bu yüzden hemen Türkiye'ye döndüm ve Ankara'da Tekfen şirketinde  çalışmaya başladım. İki yabancı dile vakıf olmanın rahatlığını o zaman daha iyi anlamış ve bu vasfım dolayısıyla yabancı firmaların gözünde epey itibar kazanmıştım. İşlerim de iyi gitmeye başlamıştı.

 

Ticaret hayatının her döneminde işler iyi olmadığından, bende 1965-1975 döneminde NATO ENF Dairesi'nde mühendis olarak çalışmaya başladım.

 

 

 

 

 

0

1972 yılında eşim ile tanışıp evlendim ve hayatımın en mutlu dönemi başlamış oldu. Bu dönemde iki kızım oldu ve onlarla geçirdiğim güzel günleri anlatmak için ayrı bir yazı yazmam gerekiyor, bu yüzden burada sadece ailenin insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu belirtmekle yetiniyorum.

 

1995 yılında babam adına bir hayır yapmaya karar verdim. Zira babam kendisi okuma yazma bilmeyen bir kişi olmasına rağmen, benim okumama maddi desteğini esirgememişti. Rahmetli annemin manevi desteği tabiidir ki hiç eksik olmamıştı. Bu yüzden baba memleket Konya'da, devlet vatandaş el ele kampanyası ile okul yaptırma arzumu Konya Valiliği'ne bildirdim ve muhtemel arsaların arasından bugün Mehmet Beğen İlköğretim Okulu'nun bulunduğu arsayı uygun buldum. Okulun açılışından sonra memnuniyetle görüyorum ki okulumuz Konya'nın muteber ve aranan okulları arasındaki yerini aldı. Bu projeye destek olan eski ve yeni bütün yöneticilerimize minnetlerimi sunmayı borç biliyorum.

 

Ziyaretlerimde okulumuzda gördüğüm canlılık ve heyecan beni hep yüreklendirdi. Okul yöneticilerinin okul bahçesinin yanındaki park alanına SPOR KOMPLEKSİ yapma önerilerini aynı heyecanla kabul ettim. Meram Belediye Başkanı'nın, İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün verdiği destekle okul bahçesinin yan tarafındaki park alanına da bir SPOR KOMPLEKSİ yaptırdım. Spor kompleksinin yapımının ana amacı okulumuzun maddi ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamaktır.

 

Babam adına yaptırdığım hayır işlerinin bana vermiş olduğu haz daha pek çok hayra vesile olmamı sağladı.